Farklı Faaliyetlerin Tek veya Birden Fazla Şirket Üzerinden Yürütülmesi
- Kaplan Hukuk & Danışmanlık

- 3 Oca 2023
- 5 dakikada okunur
1. Giriş
Birden fazla faaliyetin bir şirket veya birden çok şirket tarafından yürütülmesi temelde birbirinden farklı değildir. Zira şirketler faaliyet konusunda yer almasa dahi istediği alanlarda faaliyet gösterebilmektedirler. Bu açıdan hukuki anlamda bir sınırlandırma bulunmamaktadır. Çeşitli açılardan birden fazla şirket kurmak daha avantajlı olabilmekte, kimi açılardan ise dezavantajlı bir duruma yol açabilmektedir.
2. Dışarıdan Alınacak Yatırımlar Halinde
Çoğu zaman tacirler birden fazla şirket kurmayı özellikle her bir faaliyet bakımından farklı ortaklık kurabilmek için tercih etmektedir. Söz gelimi tarım, inşaat ve sanayi alanlarında faaliyet gösteren bir şirket yalnızca tarım faaliyetleri bakımından yatırım almak istediği takdirde mevcut şirket ortaklığına mevcut şirketin inşaat ve sanayi alanlarında faaliyet göstermesi nedeniyle dahil edemeyecektir.
Aynı şekilde şirketin iştigal etmiş olduğu faaliyetlerden birinde şirketin zarar etmesi ve şirketin o faaliyete ilişkin ileride yatırımcı alması durumu da olabilir. Bu durumda acil yatırım ve nakit ihtiyacının olduğu faaliyete yatırımcı almak kolay olmayacaktır çünkü gelen yatırımcı şirkete ortak olacağından şirketin diğer faaliyetlerine de ortak olmuş olacaktır.
Öte yandan yukarıda sayılan durumlarda yatırımcı ile dışarıdan bir joint venture ilişkisi de kurulabilir. Yani yatırımcı ve yatırım alan şirket yalnızca tarım konusunda işbirliği yapabilir. Ancak bu durumda ne yatırımcı ne de yatırım alan şirket kurmuş oldukları joint venture bakımından şirket kurmaktan faydalanamamış olacaktırlar.
3. Sorumluluk ve Risklerin Dağıtılması
Türk hukuku bakımından anonim ve limited şirket pay sahipleri yalnızca koymuş oldukları paylardan dolayı üçüncü kişilere karşı sorumludurlar. Bunun dışında şirketin borçları nedeniyle pay sahiplerine ya da yöneticilere başvurması mümkün değildir. Ancak kamu borçlarından dolayı limited şirketin ortakları ve yöneticileri ile anonim şirketin yöneticilerinin sorumluluğuna gidilebilmektedir. Ancak bu yalnızca şirketin kamu borçları için söz konusudur. Öte yandan anonim şirketlerde şirket pay sahibinin sorumluluğuna kamu borçlarından dolayı dahi gidilmemektedir.
İşte bu noktada, kimi zaman tacirler bazı riskli faaliyetlerinde bir faaliyetten edinilen zararın diğer faaliyetlerden edinilecek kârları götürmemesi için şirket kurmayı tercih edebilmektedirler. Söz gelimi, tarım faaliyetleriyle uğraşan bir şirketin aktif malvarlığı 3 milyon dolar civarında olsun ve aynı şirket sermayesinin 1 milyon doları ile inşaat yapmaya başlasın ve bir şekilde inşaat nedeniyle 2 milyon dolarlık zarara uğrasın. İşte inşaat nedeniyle uğranılan bu 2 milyon dolarlık zarar tarımsal faaliyetler sonucu elde edilen 3 milyon dolarlık malvarlığından karşılanacaktır. Oysa aynı kişi iki farklı şirket kurmuş olsaydı bir şirketin borcundan dolayı diğer şirketin malvarlığına gidilemeyecekti.
Öte yandan, bir şirketin başka bir şirketin paylarına sahip olması veya bir şirketin pay sahiplerinin başka bir şirketin paylarına sahip olması suretiyle bir şirket veya bir şirketin pay sahipleri başka bir şirket üzerinde hâkimiyet kurmuş olduğu takdirde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca şirketler topluluğu oluşturmaktadır.
Belirli hâllerde bir şirketin borcundan dolayı diğer grup şirketlere başvurulabilmektedir. Ancak bu özellikle şirketlerden birinin diğer şirket ürünlerini kendi ürünleri gibi göstermesi ya da diğer şirkete dayanarak iş yapması yahut muhasebelerinin birbirine karışması gibi bazı istisnai hâllerde söz konusu olmaktadır.
4. Vergi
Bir şirketin birden fazla faaliyetle ilgilenip bir faaliyette zarar ederken diğer faaliyette kar etmesi mümkündür. Böyle olunca da aynı şirkette elde edilen kâr ve zararları şirket mahsuplaştırabilecektir.
Öte yandan birden fazla faaliyetle ilgilenen birden çok şirket olduğunda bir şirket zarar ve diğer şirket kâr ettiğinde, kâr eden şirketin kârları dağıtıldığında fazladan vergi ödenmiş olacaktır. Oysa tek bir şirket olsaydı bu kârdan diğer faaliyetin zararı çıkarılmış olacaktı; böylelikle fazladan vergi ödenmemiş olacaktı.
Aynı şekilde bazı durumlarda iki şirketten birinin KDV iadesi doğmuşken diğerinin ödenmemiş KDV’leri olabilir. Eğer bu iki şirket de faaliyetlerini tek bir şirket faaliyeti altında yaparlarsa bir faaliyetten doğan KDV iadesi alacağı diğer faaliyetten doğan KDV borcuyla mahsuplaştırılabilir.
Yine özellikle şirketlerin kâr dağıtımı sonrası paydaşlarına ödenecek olan kâr paylarının brütünün yarısının her yıl belirlenen tutarı aşması hâlinde brüt kar payının yarısı üzerinden pay sahipleri gelir vergisi ödeyeceklerdir. Gelirin fazla olması hâlinde gelir vergisi bir üst dilime girecektir. Bu durumda birden fazla şirket olması hâlinde kişinin kâr payı geliri daha düşük tutarda olacağından gelir vergisinde üst limite girmeyecektir.
5. Personel Sayısı
Bir şirketin birden fazla alanda faaliyet göstermesi personellerin sayısının da artmasına sebep olacaktır. Personel sayısının fazla olması da özellikle personellerin ileride işten çıkma durumlarında şirket açısından bazı sorunlar oluşturabilecektir.
Bir şirketin personellerinin sayısı 30’u geçtiğinde, personeller 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında iş güvencesinden faydalanabilmektedirler. Buna göre işverenler işyerinde çalışan personel sayısı 30’u geçtikten sonra altı aylık kıdemini dolduran personelleri herhangi bir sebep olmadan işten çıkaramayacaklardır. Geçerli bir sebep göstermeden işverenlerin bu şekilde personelleri çıkarması hâlinde personele 4 aylık ücreti tutarında tazminat ödenmesi gerekecektir. Ancak belirtmek gerekir ki bu kural yalnızca aynı iş kolunda çalışan personeller bakımından dikkate alınacaktır. Dolayısıyla, bir şirket bünyesinde personellerin farklı iş kollarında çalışması hâlinde 30 kişilik toplam istihdam sayısına bakılmayacaktır.
İş sağlığı ve güvenliği konusunda da personel sayısının 50’den fazla olması hâlinde işverenlerin yükümlülükleri değişecektir. Bu konuda özellikle 50’den fazla çalışanı olan işverenlerin kurum bünyesinde aile hekimi bulundurma, işçi temsilcisi seçme, iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile ilgili diğer yükümlülükleri yerine getirme konusunda ek yükümlülükleri olacaktır.
Kişisel Verileri Koruma Kanunu kapsamında belirli faaliyetlerle uğraşan işyerlerinin Veri Sorumluları Siciline kayıt yapmaları gerekmektedir. Bu şartlardan biri de personel sayısının 50’yi geçmesidir. Personel sayısı 50’yi geçen şirketlerin bahsi geçen sicile kaydolmaları gerekmektedir. Bu sicile göre şirketlerin kişisel verileri işlemeden önce bu sicile kaydolmaları gerekmektedir. Buna göre şirket tarafından işlenen tüm kişisel veri kategorilerinin, işleme amaçlarının, sürelerinin VERBİS’e yansıtılması gerekmektedir.
Personel sayısı 50’yi geçen işverenler belirli sayıda engelli personel çalıştırmakla yükümlüdür.
Yine bu ve benzeri şekillerde birtakım hukuki yükümlülükler işyerinde istihdam edilen personellerin sayısının 50’yi aşması durumunda söz konusu olacaktır. Dolayısıyla şirketin birden fazla faaliyette çalışan personellerinin sayısının 50’yi geçmesi hâlinde yukarıda sayılı yükümlülüklerle karşılaşabilecektir. Ancak şirketin bu faaliyetleri bölüp iki şirket aracılığıyla yerine getirmesi hâline bu yükümlülükler doğmayacaktır.
6. Kırtasiye Masrafları
Birden fazla şirketle ilgili diğer bir husus da şirketlerin birden fazla olması sebebiyle daha fazla kâğıt yükü, tescil, mali müşavir, muhasebe ve diğer kırtasiye masrafları olacaktır. Ancak aktif olarak faaliyet gösteren şirketler bakımından bu maliyetler oldukça düşük maliyetlerden oluşmaktadır.
7. Önemli Hatırlatmalar
Birden fazla şirket kurduğunuz takdirde de dikkat edilmesi gereken bir husus şirketler arasında yapılan alışverişin muhasebeleştirilirken yasalara uygun bir şekilde muhasebeleştirilmesidir. Aynı durum pay sahiplerinin malvarlığı değerlerinden şirkete geçirmiş oldukları bedeller veya şirketten kendi malvarlığına geçirmiş oldukları değerler için de geçerlidir.
Türk hukukuna göre yukarıda da açıkladığımız üzere sermaye şirketlerinde ortaklar belirli istisnalar dışında kişisel malvarlıklarından dolayı sorumlu olmamaktadır. Aynı şekilde bir şirketin pay sahipleri diğer şirketin borçlarından sorumlu olmamaktadır. Ancak özellikle malvarlığı değerlerinin iç içe girdiği durumlarda bir şirketin diğer şirketin borcundan sorumlu olması mümkün olacaktır. Bu sebeple özellikle şirketler arasında gerçekleştirilen mal ve hizmet değişikliklerinin usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirilmesi oldukça önemlidir.
Bir diğer önemli hatırlatma da inşaat alanında faaliyet gösteren şirketler bakımından söz konusu olabilir. Özellikle inşaat şirketleri belirli iş bitirmeler sonucunda daha yüksek müteahhitlik belgesi haklarını kazanabilmektedirler. Bu sebeple, özellikle inşaat ve diğer faaliyetler beraber yürütüldüğünde, faaliyetlerden biri çok fazla büyürse bunları ayırmak inşaat faaliyeti bakımından dezavantajlı olabilir. Zira inşaat faaliyetlerini yeni bir şirket üzerinden gerçekleştirmek müteahhitlik sınıfını düşürebilecektir.
8. Sonuç
Yapılacak faaliyetin ve işlerin niteliğine göre kimi durumlarda birden fazla şirket kurulması gerekebilecektir. Örneğin şirketin ortak olarak üçüncü bir kişi yalnızca belirli bir faaliyeti konusunda almak istemesi hâlinde en makul yollardan biri ayrı şirket kurmak olacaktır.
Yine birden fazla şirketin muhasebesel ya da ticari olarak çeşitli avantaj ve dezavantajları da olabilir. Bunlar dışında özellikle büyümek ve halka açılmak isteyen şirketler bakımından da kimi zaman birden fazla şirket söz konusu olabilir. Ayrıca bazı özel ihalelerde şirketin NACE kodunun belirli bir NACE kodu olarak istenmesi söz konusu olabilir. Ancak bunlar somut olay bakımından değerlendirilmesi gereken hususlardır.
Şirket avukatı, şirket kurmak istiyorum, nasıl şirket kurarım, en iyi şirket, hangi şirketi kurmalıyım, ticaret avukatı, istanbul avukat, ticaret hukuku avukatı, nace kodu, anonim şirket avukatı, limited şirketi avukatı,

Yorumlar